-
1 soğuk çalmak
причиня́ть вред, поврежда́ть ( растения) -
2 soğuk
хо́лод (м) холо́дный* * *1. озвонч. -ğu; врз.холо́дныйsoğuk adam — холо́дный челове́к
soğuk cevap — холо́дный отве́т
soğuk gün — холо́дный день
soğuk hava — холо́дная пого́да
soğuk karşılama — холо́дный / равноду́шный приём
soğuk iklim — холо́дный кли́мат
2. озвонч. -ğusoğuk kadın — холо́дная / фриги́дная же́нщина
хо́лодsoğuklar — холода́
soğuklar bastı — внеза́пно нагря́нули холода́
bu seneki soğuk gibi soğuk görmedim — я не ви́дывал тако́го хо́лода, как в э́том году́
3. озвонч. -ğubugün soğuk var — сего́дня хо́лодно
хо́лодноçok soğuk selâmlaşmışlar — они́ поздоро́вались о́чень хо́лодно
••- soğuk çalmak
- soğuk çıkmak
- soğuk durmak
- soğuk duş etkisi yapmak
- soğuk düşmek
- soğuk kaçmak
- soğuk ter dökmek
- soğuk ter basmak
- soğuk vurmak
См. также в других словарях:
soğuk çalmak — soğuk bitkiye zarar vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük